2015 yılı Fed’in faiz artırım süreci, Çin ekonomisinin yavaşladığına dair endişeler, emtia fiyatlarındaki düşüş ve jeopolitik risklerin gölgesinde geçmiştir.
Muharrem KARSLI
Yönetim Kurulu Başkanı
Değerli paydaşlarımız,
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırım süreci, Çin ekonomisinin yavaşladığına dair endişeler, emtia fiyatlarındaki düşüş ve jeopolitik risklerin gölgesinde geçen 2015 yılı, risk iştahının dalgalı seyrettiği bir yıl olmuştur. Gelişmiş ülkelerin para politikalarının belirgin olarak ayrıştığı bir yılı geride bırakırken; 2016 yılında da bu görünümün enflasyon ve büyümedeki gidişata bağlı olarak devam etmesi beklenmektedir.
2015 yılı, Fed’in para politikasına ilişkin beklentilerle şekillenmiş; ABD makro verilerine odaklı bir seyir izleyen piyasalarda zaman zaman oynaklıkların dalga boyu yüksek olmuştur. ABD’de istihdam piyasası başta olmak üzere, ekonomik görünümün güçlü duruş sergilemesi, Fed’in yılsonunda faiz artırımına başlamasına olanak sağlamıştır. Fed, yaklaşık 10 yılın ardından Aralık ayında ilk faiz artırım kararını alarak ABD ekonomisinin iyi yolda olduğunu teyit etmiştir.
2016 yılında Fed özelinde para politikasındaki belirsizliğin azalmasıyla finansal oynaklığın 2015 yılına göre sınırlı olacağı düşünülmektedir. Emtia fiyatlarındaki düşük seyir ve ABD dolarının gücünü korumasıyla birlikte faiz artışlarının kademeli olacağı vurgusu, piyasalardaki iyimserliği artıran bir faktör olmuştur.
Japonya Merkez Bankası (BOJ) gibi Avrupa Merkez Bankası (ECB) da deflasyon riskini yönetmek amaçlı politikalar izlediği bir yılı geride bırakmıştır. 2015 yılı boyunca devam eden genişletici para politikaları ile Avro’da değer kayıpları olmuştur. Kredileri canlandırmak ve Avro Bölgesi’nin deflasyon riskini yönetmek amacıyla mevduat oranı dahil faiz bileşenlerinde indirime giden ECB, enflasyon konusunda istediğini henüz elde edememiştir. Kredilerde canlanma gözlense de emtia fiyatlarındaki aşağı yönlü seyir, enflasyonun hedefe yaklaşmasını engellemeyi sürdürmektedir. Büyümeye ilişkin öncü göstergelerde ECB’nin adımlarıyla kıpırdanma görülürken; bölgenin kronik hale gelen yüksek işsizlik rakamları ve borç stoğu, ekonomik verilerdeki iyileşmeyi sınırlamaktadır. 2016 yılına girilirken petrol fiyatlarındaki düşüşün sürmesi ve enflasyon rakamlarının beklentilerin altında kalması, ECB’nin genişleyici adımlarını sürdüreceğine işaret etmektedir.
2015 yılında gelişmekte olan ülkeler açısından; Çin ekonomisine dair endişeler, emtia fiyatlarındaki aşağı yönlü eğilim ve ABD para politikasının yansımaları gündemde öne çıkan konular olmuştur. Çin’de uzun süredir gözlenen ekonomik yavaşlama, 2015 yılında borsalardaki ve para birimindeki değer kayıplarını öne çıkarmıştır. Çin’deki yavaşlama kendi içinde sınırlı kalmayıp küresel büyümeyi de olumsuz etkilemiştir. Büyük emtia ithalatçısı olan ülkenin talebinde gerçekleşen azalışla birlikte daha da artan arz fazlası, emtia fiyatlarını aşağı çekmiştir. Emtia ihracatçısı ülkeler bu durumdan negatif etkilenirken; ithalatçı ülkelerin maliyetlerinin azalmasına katkı sağlamıştır. Ancak bu döngünün devam etmesi emtia ihracatçısı ülkelerin borç ve büyüme dengelerinde bozulmanın yolunu açmış ve küresel piyasaları tedirgin etmiştir. 2016 yılında Çin’deki yavaşlamanın sürmesi halinde ticaret ortaklarındaki kırılganlıkların devam etmesiyle emtia fiyatlarındaki aşağı yönlü hareketin devamı beklenebilir.
2015 yılında küresel piyasalarda yaşanan oynaklıktan etkilenen Türkiye’nin risk primindeki artışla birlikte TL’de değer kaybı görülmüştür. Risk primindeki artışta, çevre ülkelerde yükselen jeopolitik riskler de etkili olmuştur. 2015 yılını, ılımlı bir büyüme kaydederek sonlandırmamız beklenmektedir. Dalgalı küresel konjonktür göz önüne alındığında bu durum olumlu algılanmaktadır. Belirsizlik ve dalgalanmaların gölgesinde iç talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonu gerçekleşirken, yılın sonuna doğru ihracatın büyümeye katkısı negatiften pozitife dönmüştür. 2016 yılında 2015’e göre büyümenin daha iyi bir performans göstermesi; reform paketi ve asgari ücretteki artışın büyümeyi desteklemesi beklenmektedir.
2015 yılında enflasyon %8,81 seviyesi ile yılı sonlandırmıştır. Enflasyonun yüksek kalmasında gıda fiyatlarındaki yüksek seyir ve döviz kuru gelişmeleri etkili olmuştur. Orta Vadeli Program’da 2016 yılı için %7,50 düzeyinde bir TÜFE hedeflenmektedir. Enflasyonda bundan sonraki süreçte düşüşe geçileceği ve söz konusu hedefin yakalanacağı tahmin edilmektedir.
2015 yılında petrol fiyatlarındaki aşağı yönlü ivmelenmeyle enerji ithalat faturasının düşmesi ve otomotiv ile altın kaynaklı ihracattaki artışın desteğiyle cari işlemler açığında iyileşme kaydedilmiştir. Buna karşın jeopolitik gelişmeler nedeniyle Irak ve Rusya’ya yapılan ihracatın gerilemesi ile Avro/ABD doları paritesindeki gelişmeler ihracat hedefinden sapmada etkili olmuştur. Kamuda uygulanan mali disiplin ve özel sektörde sağlanan basiretli borçlanma ile tüketici kredilerinin ılımlı seyrinin de cari dengeyi desteklemeyi sürdürmesi beklenmektedir.
Merkez Bankası, 2015 yılı boyunca döviz kuru hareketleri ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıkların enflasyon üzerindeki etkisini sınırlamak amacıyla sıkı para politikası uygulamış olup, küresel para politikasındaki normalleşmenin akabinde kendisinin de para politikasında sadeleşmeye gideceğini belirtmiştir. Bu çerçevede, faiz koridorunun daraltılacağı ve bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı etrafında daha simetrik bir hale getirileceği açıklanmıştır. Merkez Bankası sadeleşme adımını Fed’in faiz artırımını gerçekleştirmesinin ardından oynaklıklarda gözlenen düşüşün kalıcı olması şartına bağlamıştır. TCMB bu değerlendirmesi ile piyasaların beklentilerini şekillendirilmeyi amaçlamaktadır.
Türk bankacılık sektörü oynaklıkların yüksek olduğu bir dönemi geride bırakırken istikrarlı gidişatını sürdürmektedir. Sektörün bilanço büyümesi tatminkâr seviyede gerçekleşmiştir. Bireysel kredilerin artış hızındaki yavaşlama sürerken, kurumsal kredilerdeki olumlu seyir reel sektöre sağlanan desteğin devam ettiğini göstermektedir.
Ziraat Bankası 2015 yılı geride kalırken güçlü bilanço yapısı, yenilenerek verimliliği artırılmış iş modeli ile ülkemizin her yerinde müşterilerine hizmet sunmaktadır. Bankamız sektörde lider konumunu koruyarak, müşterinin odakta yer aldığı etkin hizmet anlayışıyla ülkemize hizmetlerine devam etmektedir.
2015 yılında büyüme ivmemizi sürdürmemizde katkısı olan müşterilerimize, muhabirlerimize, iş ortaklarımıza, çalışanlarımıza ve diğer tüm paydaşlarımıza, Yönetim Kurulumuz ve şahsım adına teşekkür ederim.
Tercihiniz ve desteğiniz bizimle oldukça Ziraat Bankası liderliğini ileriye taşımaya devam edecektir.
Saygılarımla,
Muharrem Karslı
Yönetim Kurulu Başkanı