DIŞ TALEBİN, BÜYÜMEYE İÇ TALEPTEN DAHA FAZLA KATKI SAĞLADIĞI GÖRÜLDÜ. BU DURUMUN, ENFLASYONUN YAKIN VE ORTA VADEDE DÜŞÜŞ TRENDİNİ DESTEKLEYEN BİR TESPİT OLDUĞU SÖYLENEBİLİR.
Küresel büyüme görünümünün özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından görece zayıflayan bir görünüme işaret ettiği bir yıl geride bırakıldı. Dış ticarette küresel çapta artan korumacılık eğilimi, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikasında normalleşme sürecini sürdürmesi, İtalya ve İngiltere kaynaklı siyasi endişeler, 2018 yılında küresel ekonominin şekillenmesinde etkili oldu.
Gelişmekte olan ekonomilerdeki yavaşlamaya karşın, ABD ekonomisinin istikrarlı bir seyir izlemesiyle Fed, 2018 yılında bilanço küçültme ve faiz artırma sürecine devam etti. Euro Bölgesi ekonomisi üzerindeki aşağı yönlü risklerin güç kazanması ve enflasyonun gerilemesiyle para politikası duruşunu değiştirmeyen Avrupa Merkez Bankası (ECB)’nın, faiz artırım sürecini gelecek yıldan önce başlatması beklenmiyor. Ülkemizin önemli bir ticari ortağı olan Avrupa Birliği’nin iktisadi faaliyeti, Türkiye için önemini sürdürmeye devam edecek görünmektedir.
2018 yılında; petrol fiyatları ve enflasyon beklentilerinde kayda değer bir düşüş gözlendi. Ticaret savaşları endişeleri ve Çin ekonomisindeki yavaşlama, küresel büyümedeki endişelerin artmasına neden oldu. Bu süreçte finansal piyasalarda zaman zaman artan oynaklıklar nedeniyle sermaye çıkışları yaşanan gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde kısmi değer kayıpları kaydedildi.
2018 yılında özellikle döviz ve faiz piyasalarında görülen oynaklıkla zor bir yılın tecrübe edildiği Türkiye ekonomisinde, verilen güçlü politika tepkisi ile uygulamaya alınan kararlar sayesinde finansal istikrarın sağlanması yönünde kayda değer gelişmeler sağlandı. Finansal koşullarda artan sıkılık ile birlikte ekonomideki dengelenme süreci belirginleşti. Dış talebin, büyümeye iç talepten daha fazla katkı sağladığı görüldü. Bu durumun, enflasyonun yakın ve orta vadede düşüş trendini destekleyen bir tespit olduğu söylenebilir.
Böylelikle karar verici ve politika yapıcıların proaktif şekilde aldıkları ve uyguladıkları kararlar ile ekonomideki dalgalanmanın boyutu kayda değer bir şekilde azaltıldı.
Ziraat Bankası, ülke ekonomisinin en önemli oyuncularından biri olarak ekonomiye destek olma konusunda öncü olmayı sürdürdü. Strateji olarak ülkenin lider ve moral bankası olmayı düstur edinen bir banka hüviyeti ile Bankamız, gerek reel ekonominin gerekse de tüketicilerin desteklenmesi konusunda önemli ve öncü adımlar attı.
Bankacılık sektöründe son yıllarda birçok alanda lider banka olarak faaliyetlerini sürdüren Ziraat Bankası, izlediği iş modeli ile sürdürülebilir şekilde ve reel sektör finansmanı odaklı büyümeye devam ederken, verimliliği esas alan ana yönetim stratejisini bundan böyle de sürdürecektir.
DR. AHMET GENÇ
Yönetim Kurulu Başkanı