Mayıs ayı TCMB Beklenti Anketi'nde anket katılımcıları, enflasyon ve kur tahminlerini yukarı çekmeyi sürdürüyor. Arz kısıtları, döviz kuru gelişmeleri ve uluslararası emtia fiyatlarındaki artışın ÜFE kanalıyla TÜFE üzerindeki baskısını artırmayı sürdürmesi enflasyon beklentilerini de yukarı çekmekte. Bununla birlikte anket katılımcılarının beklentileri, enflasyonun nisan ayında tepe noktayı görmüş olabileceğini işaret ediyor. Nisan ayında ihracatın güçlü performansını sürdürmesi, bununla birlikte ithalatın hız kesmesinin de etkisiyle cari açık tahmininde yatay bir seyir görüyoruz. Tam kapanma sürecine karşılık büyüme beklentilerinde de yatay diyebileceğimiz bir görüntü mevcut. Yarınki PPK toplantısından faizlerde bir değişiklik beklenmediğini görüyoruz.
Enflasyonun mayıs ayında aylık %1,27 artış sergilemesi beklenmekte ki bu da mayıs aylarının tarihsel ortalaması olan %0,8'in üzerinde bir beklentiye işaret ediyor. Bu seviyelerde gerçekleşecek aylık enflasyon ise yıllık enflasyonu %17,14 seviyesinden %17,03 seviyesine gevşetecek. Dolayısıyla Merkez Bankası'nın Enflasyon Raporu'nda da vurguladığı üzere nisan ayında tepe beklentisiyle uyumlu bir sonuç çıkıyor. Bununla birlikte bu hafta açıklanan enflasyon verisi ardından bazı ekonomistlerin kur geçişkenliği, ÜFE'deki ve emtia fiyatlarındaki seyirle tepe beklentisinin ötelendiğini görüyoruz, bunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Bu arada beklentilerdeki en kötü senaryoyu analiz edebilmek adına üç aydaki en yüksek enflasyon beklentilerini hesaba kattığımızda temmuz ayında %19'un üzerinde bir enflasyon görebileceğimizin bazı anket katılımcıları tarafından değerlendirildiğini görüyoruz.
Nisan ayında ÜFE'de aylık %4,34 artışla Eylül 2018'den bu yana en yüksek artışı görmüştük. Son iki ayda daha belirgin olmak üzere yıl başından bu yana ortalama %3,1 artan ÜFE'nin tarihsel aylık ortalaması ise %0,9'larda. Neticede gerek kur etkisi gerekse uluslararası emtia fiyatlarındaki yüksek seyir ve tedarik zincirindeki sıkıntılarla yaşanan arz kısıtları ÜFE kanalıyla TÜFE üzerinde risk oluşturmayı sürdürüyor. Bu gelişmeler ışığında anket katılımcıları 69 baz puan artışla yıl sonu enflasyon beklentisini %13,8'e çekmiş. Merkez Bankası, 2021 yıl sonu enflasyon tahminini %9,4 seviyesinden %12,2 (%10-%14,4 tahmin aralığı) seviyesine çekmişti. Piyasa katılımcıları da enflasyon beklentilerini Merkez Bankası'nın tahmin aralığının üst bandına yaklaştırmayı tercih etmiş. Merkez Bankası'nın yakından izlediği 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinde de yükseliş görmekteyiz.
Yarınki TCMB PPK toplantısında politika faizinin %19 seviyesinde sabit tutulması beklenirken, gelecek 3 ay içerisinde ortalama 76 baz puanlık indirim beklenmekte. Gelecek 6 ay içerisinde ise politika faizinin 242 baz puan indirimle %16,58'e gelebileceği değerlendirilmekte.
Her ne kadar son zamanlarda, mart ayının son dönemine nazaran CDS ve kur oynaklığında kısmi düzelme gözlemlesek de kurun yüksek seviyelerini korumasıyla yıl sonu kur beklentisi 8,71'e çekilmiş. Geçen seneyi 7,34 seviyesinden kapatmıştık. Bu arada küresel taraftaki gelişmeler de gelişen ülke para birimlerinde baskıyı artırabilecek bir unsur olarak değerlendirilmiş olabilir. Küresel enflasyon baskılarının, para politikalarında mevcut öngörülerden daha erken bir sıkılaşmaya neden olabileceğine dair endişeler gelişen ülkelere yönelik sermaye akışlarında dalgalanmalara sebep olabilir.
Bu yıl açıklanan ilk 3 ankette büyüme beklentilerinin ardı ardına iyileştirildiğini görmüştük, ancak nisan anketinde hafif aşağı çekilen büyüme, koronavirüs tedbirlerindeki sıkılaştırmaya karşılık mayıs anketinde yatay bırakılmış. Bu durumda tedbirlerin önümüzdeki döneme özellikle turizm tarafına olumlu yansıyabileceği beklentisi dikkate alınmış olabilir. İlk çeyrekte açıklanan öncü veriler güçlü performans sergileyerek ilk çeyrek büyümesinin öngörülerin üzerinde ve geçen sene son çeyrekteki gerçekleşmeye yakın gerçekleşebileceğini işaret etmekte, ikinci çeyrekte ise devreye baz etkisi girecek ve yıllık büyümenin yüksek seyretmesine imkan verecek. Ancak ikinci çeyrek özelinde çeyreksel anlamda performansa baktığımızda zayıflık görebileceğimizi değerlendiriyoruz. IMF güncel tahminlerinde Türkiye'nin bu sene %6 büyümesini beklemekte, TCMB anket katılımcıları ise %4,3 büyüyebileceğini değerlendirmekte.
Büyüme beklentisiyle uyumlu olarak bu senenin cari açık beklentisi yatay bırakılmış. Yıl sonu 25,4 milyar USD beklenen cari açığı, YEP'teki 2021 yıl sonu GSYH tahminine böldüğümüzde ise cari açık/GSYH oranı yaklaşık %3,5 seviyelerine denk gelmekte. 2020 yılını 37 milyar USD civarında bir cari açıkla ve GSYH oranı %5,1 ile sonlandırmıştık, dolayısıyla 2020 yıl sonuna göre turizm ve ihracatın desteğiyle cari açık beklentilerinde daralma öngörüsü sürmekte. Bu arada geçen sene cari açıktaki bozulmaların bir gerekçesini oluşturan altın ithalatı bu yılın ilk 4 ayında hız kesmiş durumda, bu da cari açıktaki daralmayı destekleyen bir unsur.
- Enflasyon beklentilerinde orta ve uzun vadede de kısmi artış gözleniyor.
Bilgi Notu: TCMB Beklenti Anketi Nedir?
Mayıs ayı TCMB Beklenti Anketi, reel sektör ve finansal sektör temsilcileri ile profesyonellerden oluşan 61 katılımcı tarafından yanıtlanmış ve sonuçlar katılımcıların yanıtları toplulaştırılarak değerlendirilmiştir.