​Altın Bir Hikaye

Cari işlemler açığı, Ağustos ayında USD 1,4 milyar olan beklentilerin altında ve Ekim 2015'ten bu yana en düşük seviyede USD 1,2 milyar olarak gerçekleşti. 12 aylık kümülatif cari açık Temmuz ayındaki USD 37,1 milyar seviyesinden USD 170 milyon azalarak USD 37 milyara geriledi.

Dikkat Çeken Noktalar:

•Altın ithalatındaki güçlü seyir, cari açığın bu sene artmasındaki ana neden.

•12 aylık kümülatif turizm gelirleri USD 15,9 milyara yükselse de hala 2008 seviyesinin altında seyretmekte.

•Almanya'nın ihracatının aylık bazda %3,1 yükselmesi, Euro Bölgesi'ndeki ivmelenmenin devam ettiğinin bir sinyali niteliğinde.

•Son çeyrekte yurtiçi talebin bir miktar yavaşlamasını bununla birlikte Euro Bölgesi'nde gözlemlediğimiz güçlü toparlanmanın da katkısıyla dış talebin büyümeye pozitif katkı sağlamasını beklemekteyiz. 

Resim1.png  Kaynak: TCMB. Ziraat

  Altın Ticareti- Çekirdek Denge 

  ​Türkiye yılbaşından bu yana toplamda USD 11,8 milyarlık altın ithalatı gerçekleştirmiş durumda Net altın dengesi de yılbaşından bu yana -USD 6,3 milyarla GSYH'nin yaklaşık     0,7%'sini oluşturmakta. Geride bıraktığımız iki yılda altın fiyatlarının ortalama ons başına USD 1.250 seviyesinde seyretmesini bir alım fırsatı olarak değerlendiren hanehalkının altına olan talebi artmış görünmekte (Şekil 1).

              Şekil 1: Altın fiyatlarının ithalatla ile ilişkisi

Resim2.png            Kaynak: TCMB, Bloomberg, Ziraat

Altın hariç cari dengeyi incelediğimizde, petrol fiyatları yükseliş kaydetse de  cari dengede belirgin bir bozulmaya sebep olmadığını görmekteyiz. Toplam enerji ithalatı aylık ortalama olarak USD 2,9 milyara yükselmiş durumda. 12 aylık kümülatif enerji ve altın hariç çekirdek denge neredeyse yatay ve USD -0,2 milyar seviyesinde (Şekil 2).

           Şekil 2: Cari işlemler dengesinde altın ithalatının etkisi (12 Aylık Kümülatif)

Resim3.png          Kaynak: TCMB, Bloomberg, Ziraat

  Turizm

Önceki dönemlere nazaran ekonomik büyüme ile cari açık arasındaki nedensellik ilişkisinin zayıfladığını düşünmekteyiz. Finansal istikrara yönelik uygulamalarla birlikte ekonomik büyüme ile cari dengenin arasındaki ilişkinin derecesinin azaldığı gözlenmekte.

Turizm sektörünün ise bu sene bir miktar iyileştiği görülmekte. Diplomasi girişimlerinin de etkisiyle Türkiye'yi ziyaret eden Rus turist sayısı önemli biçimde arttı. Ruble'nin değerlenmesi ve ülke ekonomisinin toparlanması da ülkemize gelen Rus turist sayısındaki artışın ana belirleyicilerinden. Ruble/TL 0,06 seviyesine ulaşırken; yılbaşından 3,3 milyon Rus turisti ülkemizde ülkemizde misafir ettik. Bununla birlikte turizm sektörü fazla kapasiteye sahip, bu durumda fiyatlandırma gücünün turistlerin elinde bulunmasına sebep olmakta. Turist sayısındaki artışa karşın turizm gelirlerininzayıf kalması da bu görüntüyü doğruluyor. 12 aylık kümülatif turizm gelirleri hala 2008 seviyelerinin altında seyretmekte (Şekil 3).

           Şekil 3: Turizm gelirleri ile turist sayısının gelişimi

Resim4.png            Kaynak: Turizm Bakanlığı, TCMB, Ziraat

   Euro Bölgesi&Görünüm

   Ağustos ayında Almanya'nın ihracatı aylık bazda %3,1 artış kaydetti. Verinin %1,1 olan beklentilerin üzerindeki güçlü artışla birlikte, serinin Bloomberg'in uzandığı 1991 yılından bu yana ki %0,4'lük ortalamasının da çok üzerinde olduğu görülüyor.

​   Almanya ihracatının önemli bir kısmını Euro Bölgesi'ndeki ülkelerle yapmakta. Dolayısıyla Almanya'da pozitif bir görünüm para birliğinin ekonomik faaliyeti için de iyi bir gösterge. Neticede Almanya ihracatındaki artış, bölgenin yılın dördüncü çeyreğinde de ekonomik canlılığını sürdüreceğine işaret ediyor. İhracat tarafındaki toparlanma sadece Almanya'ya özgü değil, küresel anlamda dış ticarette belirgin bir toparlanma gözlenmekte. Bu gelişmeler ışığında da yılın dördüncü çeyreğinde dış talebin canlı seyretmesiyle birlikte büyüme kompozisyonumuza ihracatın pozitif katkıda bulunmasını bekliyoruz.

               Şekil 4: Büyüme Kompozisyonu

Resim5.png            Kaynak: ​TÜİK, Ziraat


​​