Pazartesi günü; Hazine Müsteşarlığı ev sahipliğinde Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) sunumunu izledik.

EBRD’nin argümanına göre; Türkiye, büyüme konusunda benzer ülkeleri geride bırakmayı başarabilmiş.

Belirli bir süredir; yol alt-yapısının önemini vurgulayan görüşlerimizi paylaşıyoruz. 23 Mayıs 2016 tarihli analizimizde ABD’deki “Eisenhower Interstate Highway System”, Almanya’daki “Autobahn” örneğinden yola çıkarak Türkiye’deki “Bölünmüş Yol” gelişimini incelmiştik.

Daha sonraki süreçte merkez bankası, konuyu gıda enflasyonu üzerinden gündeme taşımıştı (Karayolları Altyapı Kalitesi Bölgesel Gıda Fiyatlarını Etkiliyor Mu?, 17 Mart 2017, Hülya Saygılı, Semih Tümen).

Pazartesi günü, yaklaşımımızın EBRD sunumunda karşılık bulması bizleri sevindirdi.

Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin %5+ büyümesi yatırımlar üzerinden sürecektir. Bununla birlikte; dijitalleşen dünyada, “yeni ekonomi” konjonktüründe innovasyonun (yenilikçilik) önemini göz önünde tutmak gerekiyor. Büyüme kompozisyonunda makine-teçhizat yatırımlarını çok görmezsek bizleri şaşırtmamalı. Aynı şekilde FDI istatistiklerini yorumlarken de dikkatli davranmalıyız! Önemli olan savunma sanayisindeki gibi, biyo-teknolojideki (örn. Gebze İleri Teknoloji) gibi yenilikçi gelişmeleri yakalayabilmek.

Güne Başlarken, 23 Mayıs 2016: Soyutlar, Somutlar ve Yollar (Kalkınma).

EBRD Sunumundan İlgili Slaytlar:

 

 

 

 

​ ​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​23 Mayıs 2016 tarihli Güne Başlarken’de “Soyutlar, Somutlar ve Yollar…” başlıklı notumuzdur

 

"SOYUTLAR, SOMUTLAR, YOLLAR..."

Çok sık üzerinde durduğumuz iki kavram var:

1. Ekonominin matematik ve olasılığa (küme teorisi) dayalı soyut yanı.
2. Olasılık dağılımlarının ikinci momenti varyansın (standart sapma) önemi.

Küresel ekonomi yılın ilk çeyreğinde geçirdiği yavaş dönemin ardından ikinci çeyrekle birlikte hızlanma eğiliminde. Yılın son dönemindeki durgunluk ilk çeyrekte kendisini hissettirdi. ABD'de ısınan hava, Çin'de ekonomi yönetiminin teşvikleri iktisadi faaliyeti tekrar ivmelendirmekte.

ABD'deki durumu araştırmacılar (FED'in kendisi dahil) istatistiksel arındırma yöntemlerine bağlamaktalar. Son iki senedir daha soğuk geçen hava koşulları iktisadi faaliyeti etkilemekle birlikte arındırma sırasında durum daha vahim hale gelmekte. Ekonominin soyut yanı günlük yaşamda gerçekleşen somut gelişmeleri etkilemekte.
 
Türkiye'de de ekonominin mevsimsel bir doğası var. Kış aylarında yavaş seyreden iktisadi faaliyet yaz aylarında hız kazanmakta. Eğer verileri arındırmadan incelersek yıllar geçtikçe yaz ve kış mevsimleri arasındaki farkın azaldığı ortaya çıkmakta. Dolayısı ile bir sene içerisinde ekonomik büyümenin varyansı yıllar geçtikçe azalmakta. Soyut olarak gözlemleyebildiğimiz bu durumun günlük yaşamda somut bir karşılığı olması gerekir. Demek ki somut anlamda reel ekonomide kış ve yaz aylarını birbirine yakınlaştıran bir şeyler olmalı.

Henüz gözlemleyemediğimiz başka etkenler de olabilir ancak tahminen sene içerisindeki büyüme farklılığının mevsimden mevsime azalmasının bir nedeni Türkiye'deki karayolu ağındaki gelişmeler. Karayolları ve diğer Ulaşım / Haberleşme ağı geliştikçe yurdun değişik köşeleri birbirleri ile etkileşime girerek ekonomik katılımı arttırmaktalar. Karayolları ile birlikte, sivil havacılığın iç hatta daha fazla uçuş gerçekleştirdiği, daha fazla havalimanın hizmete girdiği ve hem Internet hem de GSM dijital veri ağının aynı dönemde yaygınlaştığı malum.
 
Amerika Birleşik Devletleri'nde "Eisonhower Interstate System" (eyaletler arası yol sistemi) ve Almanya'da "Autobahn" (otoban) sosyo-ekonomik gelişmişliğin temelindeki öğeler. Anadolu Ajansı'nın hesabına göre karayollarındaki gelişmeler ekonomiye 16 milyar TL katkı sağladı. Hem zaman hem de yaktı tasarrufu ile. Zaten büyüme de genellikle ekonomi tahmincilerine pozitif sürprizler yaşatmakta.
 
Finansal istikrar ile birlikte alt-yapı gelişmeleri de Türkiye'nin büyüme modellerinde göz önünde bulundurulması gereken değişkenler. Yoksa soyutlar somutları açıklamakta yetersiz kalabilirler!