Türkiye Ekonomisi: Mart Dış Ticaret Dengesi
Savaşın ilk yansımaları
Jeopolitik gelişmelerin ilk yansımalarının gözlendiği mart ayında ihracatta güçlü seyir sürdü, ithalat rekor seviyelerine yakın kalmaya devam etti. Mart ayında Rusya ve Ukrayna'ya ihracatımız keskin şekilde azalırken, AB'ye artan ihracatımız buradaki kayıpları telafi etti. İhracatta miktar değişimi bazında aylık en çok ilk 6 artışın Romanya, ABD, Hollanda, İtalya, İspanya ve İsrail'e olduğu görülmekte. Ticarette normalleşme adımlarıyla Suudi Arabistan'a yönelik ihracatın belirgin artmaya başladığı da dikkat çekmekte. Aylık bazda en çok azalışın ise Ukrayna, Rusya, BAE ve Belarus kaynaklı olduğu görülmekte.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre ihracat rekor seviyeye çıksa da aylık artış hızı önceki aya göre yavaşladı ve %1,2 arttı, ithalat ise %0,9 düşüşle sınırlı geriledi. Arındırılmış verilere göre dış ticaret açığı ocak ayında 9,9 milyar USD ile rekor seviyeyi görmüştü. Şubat ayında 8,2 milyar USD ardından martta ise 7,7 milyar USD'ye yavaşladı.
Arındırılmamış verilere göre, dış ticaret açığı 8,2 milyar USD gerçekleşti. İlk çeyrekte ihracat 60,2 milyar USD, ithalat ise 86,6 milyar USD gerçekleşti. Bu sene hükümet yetkililerince 250 milyar USD'lik ihracat beklentisi paylaşılmaktaydı. İlk çeyrekte yaklaşık dörtte birinin gerçekleştiği görülmekte.
Sanayi sektörünün gücünü koruması ve küresel ölçekte enerji fiyatlarındaki yüksek seyrin etkisiyle enerji ithalatı rekor seviyelerine yakın. Enerji ithalatı 8,4 milyar USD gerçekleşerek aylık %8,3 artış gösterdi ve mart aylarının ortalaması 4 milyar USD'ye göre oldukça yüksek. Altın ithalatı her ne kadar 2020 yılına göre düşük seviyelerini korusa da mart ayındaki aylık %141 artışı dikkat çekmekte ve bu durumun kalıcı olması toplam ithalat üzerinde yukarı yönlü bir risk unsuru olarak öne çıkabilir. Mart ayında özel tüketime dair izlediğimiz öncü verilerde kısmi toparlanma gözlemlemiştik. Bununla uyumlu olarak altın ve enerji hariç ithalatta da aylık %9 artış görmekteyiz. Ayrıca tüketim malı ithalatındaki aylık artış bu görünümle uyumlu.
Son günlerde EUR/USD paritesinde belirgin bir düşüş görmekteyiz, bunun dış ticaret kanalına yansıması ise yakından izlenmekte. Genel olarak ham maddenin dolarla satın alınması ve ihracatın ise euro ile yapılması nedeniyle dolar lehine hareketlerin arttığı bir ortamda ihracat gelirleri azalma eğiliminde olmakta. Türkiye'nin ihracatının %44'ünü Euro Bölgesi'ne gerçekleştirmesinin de etkisiyle ihracatımızın %46'sı euroyla gerçekleştirilmekte. Paritedeki düşüşler ise euroyla gerçekleştirdiğimiz ihracatın dolar karşılığının azalmasına neden olmakta.
TCMB, dünkü Enflasyon Raporu'nda ihracat beklentilerine yönelik değerlendirmelerini de paylaştı. Küresel büyüme tahminlerinin savaşın etkileriyle aşağı yönlü revize edildiği bir ortamda ihracatın yapısı ve ihracatçı firmaların pazar çeşitlendirme esnekliğinin dış talepteki gerilemeyi sınırladığı değerlendirildi ve TCMB bu sene dış talepteki toparlanmanın devam etmesini beklemekte. Emsal ülkelere nazaran Türkiye'nin 226 farklı ülke ve bölgeye 4308 çeşit ürün satarak daha yüksek bir pazar ve ürün çeşitlenmesine ulaştığına yer verildi. En fazla ihracatı yapılan üç ürünün toplamdaki payının %29 gibi diğer ülkelere nazaran daha düşük oranda olmasının ihracatın, belli ürünlerde yoğunlaşmadığını gösterdiği, aslında bunun da tedarik sorunlarına karşın ihracat performansını koruyabileceğine işaret ettiğine değinildi. Bu arada petrol gelirleri artan ülkelerin de ihracat performansına olumlu katkıda bulunabileceği ifade edildi.
Son dönemdeki gelişmelerle TCMB'nin de ifade ettiği üzere bölgesel farklılıklar ortaya çıksa bile dış talebin şu aşamada gücünü koruduğu görülmekte. Günlük olarak izlediğimiz ihracat verilerine göre nisan ayında tahmini 21-22 milyar USD civarında bir ihracat rakamı gerçekleşebileceğini hesaplıyoruz, bu seviyeler de geçen sene ortalaması olan 18,8 milyar USD'nin belirgin üzerinde.
Kapasite kullanım oranındaki yüksek seviyelerin korunmasıyla uyumlu olarak yatırımların seyrine dair izlediğimiz ''sabit sermaye yatırım harcaması'' da nisan ayında belirgin artış kaydederek rekor seviyeye çıktı. Son dönemde hız kesse de yüksek seviyelerini koruyan gelecek 3 aya yönelik ihracat siparişleri beklentisi de marta göre daha olumlu. Dolayısıyla öncü göstergeler ihracat görünümü için kısa vadede olumlu resmin sürdüğünü gösteriyor.
Ancak ham madde fiyatlarının yüksek seviyeleri ve enerji tedarikine yönelik artan endişeler gibi gelişmeler Euro Bölgesi'nde firmaların önümüzdeki dönemde üretimde daha az istekli olmasına neden olabilir. Ek olarak artan enflasyonist ortamın tüketici güvenini baskılayarak harcamaları azaltma olasılığı önümüzdeki dönemde küresel talep üzerinde baskı oluşturabilecek bir diğer unsur. Bu gelişmelerle uyumlu olarak Euro Bölgesi imalat PMI verilerinde nisanda kısmi yavaşlama gördük, ancak veriler 50 eşik seviyesinin üzerinde kalmayı sürdürerek imalat sektöründeki büyümenin yavaşlayarak sürdüğüne işaret etmekte. EUR/USD paritesindeki gelişmeler de önemli bir unsur olmaya devam edecektir. Bununla birlikte Çin'deki koronavirüs kısıtlamalarının teslimat sürelerini uzatarak Türkiye'ye yönelik talebi artırma olasılığının yanı sıra Rusya ve Ukrayna kaynaklı talebin de bir kısmının Türkiye'ye kayma olasılığı ve emtia fiyatlarındaki artışla gelirleri artan Orta Doğu ülkelerine ihracatın artırılması yılın geri kalanında ihracatı destekleyebilecek unsurlar. Ek olarak örneğin Suudi Arabistan ile ticarette normalleşmeye hazırlanıldığının gözlenmesi de ihracatı destekleyebilecek bir diğer unsur.
Ülkeler bazında bakıldığında ihracatta Almanya, ABD ve İtalya öncülük etmeye devam ediyor. İthalatta da benzer şekilde Rusya, Çin ve Almanya öncülük ediyor.
Ülkelerin ihracattan aldıkları payların aylık değişimine baktığımızda ise Romanya, Hollanda, Yunanistan, ABD, Filipinler, Belçika ve İspanya'nın payını aylık olarak en çok artıran ülkeler olduğunu görüyoruz. Rusya, Ukrayna, BAE, Almanya ve Fransa ise ihracatta payını aylık değişim olarak en çok azaltan ülkeler.
Enerji ithalatı tarihi yüksek seviyelerine yakın seyretmekte, 12 aylık kümülatif baktığımızda ise şubat ayındaki 61,9 milyar USD olan enerji ithalatı, mart ayında 67 milyar USD'ye ulaştı. Altın ithalatı ise kümülatif bazda 4,1 milyar USD'den 4,5 milyar USD'ye yükseldi.
Ekonomik gruplara göre incelediğimizde ara malı ithalatı enerji ithalatının da etkisiyle yıllık yüksek artışlarını sürdürürken, yatırım ve tüketim malları ithalatında ise yıllık sınırlı düşüşler gözlenmekte.
Fasıllara göre ihracattaki en yüksek aylık artışın mineral yakıtlar, mineral yağlar, demir ve çelik ve kazanlar ve makinalarda olduğu görülüyor. İthalattaki en yüksek aylık düşüşler ise demir ve çelik, hububat ve alüminyumda.