Türkiye Ekonomisi: 2. Çeyrek GSYH
İlk Yarıda Güçlü Büyüme
Ekonomi, 2. çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,6 ile piyasa beklentilerine yakın bir büyüme kaydederken, ilk çeyrek büyümesi %7,3'ten %7,5'e revize edildi ve ilk yarıda da büyüme %7,5 gerçekleşti. 2020-2021 yılına ilişkin büyüme de sırasıyla %1,8'den %1,9'a ve %11'den %11,4'e revize edildi. 2. çeyrekte mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH, çeyreksel %2,1 artarak 2021 yılı 3. çeyreğinden bu yana en yüksek büyümeyi kaydetti, 2020 yılının 2. çeyreğinden bu yana ardı ardına çeyreksel büyüme gerçekleşmekte. Milli gelirimiz 2021 yılındaki 7,2 trilyon TL'den 10,2 trilyon TL'ye, dolar cinsinden 807 milyar USD'den 828 milyar USD'ye yükseldi.
Büyüme ilk çeyreğe göre hızlanırken özel tüketim ağırlıklı büyüme kompozisyonu sürdü. 2. çeyrekte enflasyonist görünümün etkisiyle özel tüketimin büyümeye katkısı hızlanırken, artan enerji ithalatına karşın dış talebin gücünü korumasıyla net ihracatın büyümeye desteği sürdü. Makine yatırımlarının desteğiyle yatırımların büyümeye katkısı sürdü, istatistiki hatayı da içeren stok değişimi ise büyümeyi aşağı çekmeye devam etti ve ihracat ve özel tüketim talebinin stoklarla karşılanmaya devam edildiğini gösterdi. Üretim bazında baktığımızda inşaat ve tarım sektörü büyümeyi aşağı çeken sektörler oldu, başta hizmet sektörü olmak üzere sanayi ve finans sektörü büyümeye 2. çeyrekte önemli ölçüde katkı verdi. Finans sektörü salgın dönemi olan 2020 yılı 3. çeyreğinden bu yana en yüksek katkıyı verdi.
Üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler (imalat PMI, konut, beyaz eşya ve otomobil satışları…) ekonomik aktivitede yavaşlama olabileceğine dair sinyal verirken, turizm sektöründeki güçlü görünüm ise büyümeyi destekleyebilecek bir unsur olarak öne çıkmakta. Küresel merkez bankalarının sıkı para politikalarının ve Avrupa'nın enerji tedarikindeki sıkıntıların yansımalarını yılın geri kalanında dış talep üzerinde daha net hissedebileceğimiz değerlendirilmekte. Bununla birlikte ihracatçıların pazar çeşitlendirmedeki başarısı dış talep üzerindeki baskıları sınırlayabilecek bir unsur olabilecekken, 2021 yılı ve bu yılın ilk yarısında talebin, güçlü bir stok tüketimi ile karşılanması da 2022 yılının geri kalanında stok artışı ihtiyacını canlı tutarak büyümeyi kısmi destekleyici bir görünüm oluşturabilir. Ek olarak kamu harcamalarının olası desteğini ise büyümedeki yavaşlamayı sınırlandıracak unsurlardan biri olarak dikkate alabiliriz. TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi'nde bu yıl için büyüme beklentisi %3,7 seviyesinde, jeopolitik risklere karşılık 2. çeyrekteki güçlü büyüme kazanımı ise yıl geneli beklentilerinin %5 seviyesine doğru revize edilmesini sağlayabilir.
Hatırda Kalması Gerekenler
2. çeyrekte ve ilk yarıda tüketim, net ihracat ve yatırımların pozitif katkısına karşılık stok kalemi büyümeyi negatif etkiledi. 2. çeyrekte yıllık %7,6 büyümenin kaynaklarına baktığımızda tüketim +13,9 puan (özel tüketim 13,6 puan, kamu tüketimi 0,3 puan) katkı verdi. Net ihracatın katkısı, ithalattaki artış nedeniyle 1. çeyreğe göre azaldı ve +2,7 puan gerçekleşti. Bununla birlikte ihracatın büyümeye katkısı 3,9 puan ile önceki çeyreğe hızlandı. Yatırımlar, makine yatırımlarının 0,8 puanlık katkısıyla toplamda büyümeyi 1,2 puan yukarı çekti. Ardı ardına 4 çeyrektir inşaat yatırımları büyümeyi negatif, makine yatırımları 9 çeyrektir büyümeyi pozitif etkiledi. Son 7 çeyrektir stokların eritilmesi büyümeyi 2. çeyrekte de -10,3 puan ile rekor seviyede negatif etkiledi.