Türkiye Ekonomisi: 1. Çeyrek GSYH
Büyümede Olumlu Resim Korunuyor
Ekonomi, 1. çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,3 ile piyasa beklentilerine yakın bir büyüme kaydederken, 2021 yılının son çeyreğindeki %9,1 büyümeye göre kısmi ivme kaybına işaret etti. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH, çeyreksel %1,2 artarak önceki çeyrekteki %1,5 artışa göre yavaşlayan bir tempoya işaret etse de 2020 yılının ikinci çeyreğinden bu yana ardı ardına çeyreksel büyüme gerçekleşmekte. Milli gelirimiz 2021 yılındaki 7,2 trilyon TL'den 8,3 trilyon TL'ye çıkarken, dolar cinsinden 803 milyar USD'den 794 milyar USD'ye geriledi.
İlk çeyrekte enflasyonist görünümün ve ücretlerdeki artışın da etkisiyle özel tüketimin büyümeye güçlü katkısı devam ederken, jeopolitik gelişmelere ve artan enerji ithalatına karşın dış talebin gücünü korumasıyla net ihracatın büyümeye desteği sürdü. Kamu tüketiminin ve yatırımların büyümeye katkısı pozitife dönerken, istatistiki hatayı da içeren stok değişimi ise büyümeyi aşağı çekmeye devam etti ve güçlü ihracat ve özel tüketim talebinin stoklarla karşılanmaya devam edildiğini gösterdi. Üretim bazında baktığımızda inşaat sektörü büyümeyi aşağı çeken tek sektör oldu, başta hizmet sektörü olmak üzere sanayi ve finans sektörü büyümeye ilk çeyrekte önemli ölçüde pozitif katkı verdi. Finans sektörü salgın dönemi olan 2020 yılı üçüncü çeyreğinden bu yana en yüksek katkıyı verdi.
İkinci çeyreğe ilişkin öncü göstergeler ise (imalat PMI, konut, beyaz eşya ve otomobil satışları…) ekonomik aktivitede ilk çeyreğe göre sınırlı yavaşlama olabileceğini göstermekte. Önümüzdeki dönemde; finansal koşulların destekleyici görünümüne karşılık enflasyon görünümüyle birlikte harcanabilir gelirin seyri özel tüketiminin büyümeye katkısı açısından belirleyici olabilecek bir unsur olmakta. Ek olarak küresel merkez bankalarının sıkı para politikalarının ve artan enerji maliyetlerinin yansımalarını yılın ikinci yarısında dış talep üzerinde daha net hissedebileceğimiz gözlenmekte. Turizm gelirlerindeki güçlü toparlanma öngörüsü ve kamu harcamalarının olası desteğini ise büyümedeki yavaşlamayı sınırlandıracak unsurlar olarak dikkate alabiliriz. İhracatçıların pazar çeşitlendirmedeki çabası dış talep üzerindeki baskıları sınırlayabilecek bir unsur olabilecekken, 2021 yılı ve bu yılın ilk çeyreğinde talebin, güçlü bir stok tüketimi ile karşılanması da 2022 yılının geri kalanında stok artışı ihtiyacını canlı tutarak büyümeyi kısmi destekleyici bir görünüm oluşturabilir.
Hatırda Kalması Gerekenler
İlk çeyrekte tüketim, net ihracat ve yatırımların pozitif katkısına karşılık stok kalemi büyümeyi negatif etkiledi. Yıllık %7,3 büyümenin kaynaklarına baktığımızda tüketim +11,7 puan (özel tüketim 11,6 puan, kamu tüketimi 0,1 puan) katkı verdi. Net ihracatın katkısı 4. çeyreğe göre azaldı ve +3,5 puan gerçekleşti. Yatırımlar iki çeyrek aradan sonra büyümeyi 0,3 puan yukarı çekti. Ardı ardına 3 çeyrektir inşaat yatırımları büyümeyi negatif etkilerken, makine yatırımları ardı ardına 8 çeyrektir büyümeyi pozitif etkilemekte. Makine yatırımların yıllık değişiminin hızlanması ve kapasite kullanım oranının tarihsel ortalamasının üzerindeki seyrini koruması yatırımlar adına olumlu beklentilerin sürmesine neden olmakta. Ardı ardına 6 çeyrektir stokların eritilmesi büyümeyi 1. çeyrekte de -8,2 puan negatif etkiledi.