Türkiye Ekonomisi: TCMB Faiz Kararı
Çekirdek enflasyon vurgusuyla faiz indirimi
Merkez Bankası, çekirdek enflasyon vurgusuyla birlikte politika faizini 100 baz puan indirimle %18 seviyesine çekti. Ekonomistlerin çoğunluğu faizin sabit tutulacağını değerlendiriyordu. Ağustos ayında TÜFE %19,25; çekirdek enflasyon C endeksi ise %16,76 seviyesindeydi. Başkan Kavcıoğlu, eylül ayında gerçekleştirdiği bir sunumunda, kısa vadede enflasyon görünümünde etkili olan geçici unsurların etkisini yitireceğini ve son çeyrekte enflasyonun düşüş eğilimine gireceğini ve gıda dışı enflasyonun yılın geri kalanında da manşet enflasyonun altında kalmaya devam edeceğini öngördüklerini ifade etmişti. Bir sonraki PPK toplantısı 21 Ekim'de; soru ve cevap kısmı içermesi açısından önemli olan yılın son Enflasyon Raporu ise 28 Ekim'de.
Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurlarını, çekirdek enflasyon gelişmelerini ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizlerin değerlendirildiğini ve bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapıldığını ve politika faizinde indirim yapılmasına karar verildiğini vurguladı.
Karar metninde ''mevcut sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceği ve politika faizinin, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edileceği ifadeleri'' yer almadı.
Küresel enflasyondaki yüksek seyrin büyük ölçüde geçici olacağı değerlendiriliyor. Gelişmiş ülke merkez bankalarının, enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirdiği vurgulandı. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankalarının destekleyici parasal duruşlarını sürdürdükleri ve varlık alım programlarına devam ettikleri ifade edilmekte.
Aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantların küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğu ifade edildi. Yurt içi ekonomik aktivitenin dış talebin katkısıyla üçüncü çeyrekte güçlü seyrettiği vurgulandı.
TCMB, yurt içi enflasyonunda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmelerinin etkili olduğu ve bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğunu değerlendirdi.
Güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin devam ettiği vurgulanırken, ticari kredilere daraltıcı etkisinin öngörülerin üzerinde olduğuna yer verilmiş. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için makroihtiyati politika çerçevesinin güçlendirildiği vurgulanmış.