Türkiye Ekonomisi: Reel Kesim ve Sektörel Güven Endeksleri ile Kapasite Kullanım Oranı
Öncü Göstergelerde Karışık Seyir
Ekim
ayında sektörel
güven endeksleri ekonomik toparlanmanın sürdüğüne işaret etmekte. Reel kesim
güven endeksi ve kapasite kullanım oranı ise sınırlı düştü. Küresel ekonomik
toparlanmanın sürmesi ve değişen tedarik zincirinin yarattığı lojistik
avantajının katkısıyla ihracattaki olumlu görünüm sürmekte ve aşılanma süreci
de büyümeyi desteklemeyi sürdürüyor. Sektörel
güven endeksleri, reel kesim güven endeksi ve tüketici güven endeksinin belirli
alt kalemleri ile hesaplanan ekonomik güven endeksi ise 101,4’e geriledi fakat
iyimserlik eşik seviyesinin üzerindeki seyrini sürdürdü.
Ekimde
aylık
5,6 puan artışla perakende ticaret güven endeksi en çok artış gösteren güven
endeksi oldu ve senenin en yükseğinde.
Onu 2,5 puan artışla hizmet sektörü güven endeksi izliyor ki endeksin
seviyeleri Ekim 2017’den bu yana en yüksek seviyeleri işaret ediyor. Geçen
hafta açıklanan tüketici güven endeksi ise 76,8 ile
tarihsel ortalamasının belirgin altında kalmaya devam etti ve imalat sanayinde faaliyet gösteren
profesyonellerin nabzını tutan reel
kesim güven endeksinin mayıs sonrası ilk kez düştüğünü görüyoruz.
İnşaat sektörü güven endeksi geçen ayki düşüş sonrası tekrar
arttı. İnşaat
sektörü güven endeksi, tarihsel
ortalamasına yakın ancak güçlü konut satışlarının gözlendiği geçen seneki
seviyelerinin sınırlı altında
kalmaya devam ediyor.
Arındırılmış
kapasite
kullanım oranı,
aylık 0,3
puan düşüşle %77,5
seviyesine geriledi.
KKO’nun
tarihsel ortalaması da yaklaşık %76 seviyelerinde bulunuyor. Kapasite
kullanım oranı güçlü seyretmeye devam etse de sınırlı bir düşüş görüyoruz.
Motorlu kara taşıt, ana metal sanayi ve mobilya gibi
bazı ana
ihracatçı sektörlerin tedarik zinciri sıkıntısıyla kapasitelerinde sınırlı azaltıma
gittikleri görülüyor.
Eczacılık ve tekstil gibi
sektörlerdeki KKO artışı ise genel resimdeki bozulmayı sınırlamış.
Önümüzdeki
dönemde özellikle TCMB’nin
son toplantısında faizleri indirmesiyle konut satışlarının artmasıyla inşaat
sektörü güven endeksinde artış görebiliriz, inşaat
maliyetlerindeki artış ise
bu etkiyi sınırlandırabilir. Döviz kuru gelişmelerinin ve artan enflasyonist
beklentilerin ise tüketici güveni endeksi üzerinde etkili olmaya devam
etmesini, artan ihracat hacminin dolayısıyla sanayi üretimindeki artışın da
reel kesim güven endeksi üzerinde olumlu etki etmesini fakat küresel ölçekte
artan enerji maliyetlerinin kısa vadede üretime yönelik aşağı yönlü risk
oluşturduğunu düşünmekteyiz.
Reel
kesim güven endeksindeki
düşüşte üretim hacminin
artış hızının azalacağı ve genel ekonomik görünümün daha zayıf seyredeceği
beklentisi ve stok miktarındaki azalış etkili olmakta. sabit sermaye yatırım
harcamasında ve ihracat sipariş beklentilerinde artış
ise düşüşü sınırlamış.